‘’ Psikiyatride ;Narsist kişilik bozukluğu, çeşitli kişilik bozukluklarından birisidir. Psikiyatrik rahatsızlıklar arasında önemli bir yer tutan narsist kişilik bozukluğu, genel olarak kişilerde kendini beğenmişlik duygularının normalden çok daha fazla hissedilmesidir. Bu durum, kişilerde abartılı duygulara ve kendilerini diğer insanlardan daha üstün görmelerine yol açar. Özellikle yakın çevresinden kendilerine farklı davranılmasını beklerler. Bu sebeple çevresindeki kişilerin kendilerine farklı ve ayrıcalıklı davranması için onları ikna etmeye çalışırlar. Ancak bir kırılma yaşadıklarında veya engellendiklerinde narsistlerin zayıf yönleri ortaya çıkabilir ve geri çekilip içe kapanabilirler. Her insanda zaman zaman olabilecek kendini beğenmişlik duygusu, narsist kişilerde sürekli olan, aşırıya kaçan ve dışarıdan onay ya da takdir bekleyen türdendir. Narsist kişilik bozukluğu iş, okul, özel hayatı olumsuz etkileyen ve kontrol altına alınması gereken bir durumdur. Narsist kişilik bozukluğu, konuşma terapileri ve bazı yaşam tarzı değişikleri kontrol altına alınabilen bir rahatsızlıktır. ‘’
Sonda söyleyeceğim sözü başta söyleyeyim.Narsistlerle baş edemezsiniz.Ama bu durumdan kendinizi koruyabilirsiniz.
Bir insana duyduğumuz öfke kızgınlık tamamen ona o kişiye değildir.Özünde ben neden bu insana bu kadar değer verdim duygusu vardır.O insana verdiğimiz değerin karşılığını alamadığımız içindir o öfke.Aslında öfke kendimize.Karşı tarafa bir ceza kesmek istesek de genelde öfkemizin bedelini yine biz öderiz.Şöyle düşünürüz ; peki yaptığı şey yanına mı kalacak ? Hep duyageldiğimiz bir söz vardır ‘’ yarına kalır ama yanına kalmaz’’ diye. Şuna emin olun yanına kalmayacaktır. Öfkemiz bize yol gösterici olsun.Ben bu insanın neyine saygı duyuyorum diye sorun.Sonrada cevaplayın.Eğer cevabınız hiçbir şeyine ise ; Saygı duymadığınız bir kimse nasıl sevginizi haketmiyorsa öfkemizi de hak etmiyor demektir.
Peşine de düşmeyin bırakın gitsin. Adam Smith bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler şeklini dile getirdiği ekonomik özgürlük vardır.Liberallerin bayraklaştırdığı dillere dolanan bir söz. "Yapıp geçsinler" derken, "yıkıp geçenler" neredeyse kaderimiz oldu. Ama nereye kadar.Tamam eşitlik karşılıklı anlayış, ilişkilerde dahi demokrasi.. Demokrasi, herkes için eşit uygulanan adil yasalar düzeni değilmidir.Bu özgürlük anlayışı sadece karşı taraf için mi geçerli.O istediği şeyi yaparken biz oturup öyle seyredecekmiyiz ?
Öze dönecek olursak biri size yanlış yaptıysa, yapacağı ikinci şey sizden uzaklaşmak olacaktır.. Uzaklaşsın, kaçsın ..tutmayın.Tutmaya çalıştığınız her insana , bana yeni yanlışlar yap fırsatı verirsiniz.Herşey zıddıyla değer kazanır, ışığa sahip olmak için karanlığa sahip olmanız gerekir. Zıt şeyler olmalı hayatında.Hayat bir süreden sonra aslında hiçbir şeye sahip olmadığını anlatır uygulamalı olarak.Efendi bir insanın acımasız bir insana dönüşmesi neden olur ? Siz bir insana dengesini kaybettirip sonra da normal davranmasını bekleyemezsiniz.Tamda burda narsist olayı devreye girer.Güçlü olmak istersiniz zorluklar verilir, sevgi istersiniz karşılığında sorunlu insanlar bulursunuz.İçindeki durumun değişmesini istedikçe, belki Allah durumu senin değişmen için hayatına katıyordur, karşıdakini değiştirmek yerine kendini değiştirme fırsatı veriliyordur belki de.
Gelelim karşılaşabileceğiniz sıkıntılara.İlişkilerde sürekli fedakarlık yapan taraf olursunuz ama karşılığında ceza hep size kesilir. Sorunları ,olayları neden böyle olduları güzel bir üslupla anlatırsınız çözme adına , ama karşılığında onunla ve çevresi ile ilgili anlattıklarınıza narsist insanın vereceği en sık cevap ‘senin söylediklerin hep varsayım’ olur .Yaptıkları ile söyledikleri arasında ki farklılıkları dile getirirsin ,dinlemez görmez seni.Her şeyi isbat edersin ama yine de inkar eder.Yalan artık onun ruhuna işlemiştir.
Narsistlik belki hepimizde azda olan bir duygudur.Ama tehlikeli olan Narsist kişilik bozukluğu olan kişidir. ‘’Onu bu hale ben getirdim ‘’ demez , ‘bakın bana ne yaptı ‘’ der. Narsist kişilik bozukluğu olan kişi yaptığınız hiçbir şeyi görmez, Yapmadıklarınıza veya yapamadıklarınıza odaklanır. Ondaki kusur kadı kızındaki kusurdur ama sizde olmaz.
Tahlillik bir durum, bu insanlar yüzünüze başka , arkanızdan başka konuşur.O kadar rahattır ki unutkanlık konusunda , narsist önce seni kızdırır ve sonra neye kızgın olduğunu bilmiyormuş gibi davranır. Tepki vermen için önce seni kışkırtır ve o tepkiyi verdiğin zamanda sinirli, agresif biri olmanızla sizi itham eder.Sizi kışkırtır ve sonra tepki gösterdiğiniz için sizi suçlar. Onun kabül edilemez davranışlarına verdiğiniz (normal) tepkiden utanmanızı ister. Tepkinizi başkalarına ne kadar dengesiz olduğunuzu göstermek için kullanır.
Karşınızda iki farklı bir insan vardır. Dışarıda yardımsever, düzenli, güleryüzlü, fedakar..özelde ise soğuk sanki siz yokmuşsunuz gibi davranan , sizi sanki onun düşmanı gibi gören biri vardır.İşin tuhafı bunu siz ve Allah’tan başka kimse bilemez, anlatamazsınız kimseye bu durumu.
Geçmişle ilgili kapanmasını istediğiniz ne kadar sorun varsa asla geçmişte bırakmaz.Unutmaya çalıştığınız ne kadar sıkıntılı durum varsa ısıtır ısıtır önünüze koyar. Geçmişi unutmaktan bahseden de odur ,unutturmayanda..
Narsist kişilik bozukluğu olan bir insanla toksik bir ilişki içindeyseniz sizi duygusal olarak tüketecek, borç batağının içine sokacak, enerjiniz bitirecek arkasında karışıklık kırık bir kalp boş bir cep bırakacaktır. Bunları yaparken de sizin düşeceğiniz durumlar için en ufak bir endişesi olmayacaktır.
O kadar emek verdiğiniz bir ilişkiniz vardır. Narsist taraf herşeyi yapar ama bir ilişkiyi bırakmaz. Dersin bu yaptıklarını ayrılmayı göze alan bir insan yapar , sen ayrılmak mı istiyorsun diye .Evet der ama yine de Onu sen bırakacaksın ! Niye ? Çünkü bunun için herşeyi yapmış olacak ! Kendisini terk edilmiş , reddedilmiş ve kurban olarak gösterecek. Bir darbede burdan yiyeceksin. Çünkü herşey senin yüzünden olmuş olacak. Sonsuza kadar yaptığınız hatalara tutunurlar çünkü amaçları sorun çözmek değildir bunları kullanmaktır. Sizin çözemediğiniz son haddede çevrenizdeki akîl insanlar devreye girdiğinde asla olayların konuşulmasını istemez , çünkü olaylar karşısındaki suçunu bilir ve tek diyeceği bizim kendi aramızda olan bir durum sizin yapabileceğiniz bir şey yok der kapatır konuyu.
Çıkmaza giren ilişkilerdeki narsistler kendilerini her durumun kurbanı yapmakta çok iyidirler, bu yüzden ne yaparlarsa yapsınlar her şey sizin hatanızdır. Bu toksik ilişkiye kendi yaptıklarının sebep olduğunu düşünmeyip sizin toksik insan olduğunuzu düşünürler.
Sizi izolasyona sokmak için her türlü argümanı devreye sokar.Sürekli manipülasyon peşindedir. Kaostan beslenir.Amaçlarına planlarına ulaşmak için bu kaosun bitmesini hiç istemez.Sizi arkadaşlarınızdan ve ailenizden ,sevdiklerinizden evladınızdan vs.uzaklaştırmak için sizi tamamen kendi insafına bırakır.
Doğruluktan , vicdandan, merhametten ahkam keser.Bu değerlere yapışır ama bunlara sahip değildir.En yakınına zulmeder ama topluma mağduru oynar.
Narsist kişilik bozukluğu olan biri ile birlikteyseniz o herkes için herşeyi yapacak, senin için hiçbir şey yapmayacaktır. Senin ihtiyaçlarını daima görmezden gelip seni hep yok sayacaktır. Onun listesinde daima en sonda olacaksın.Bunu eleştirdiğinde bile suçlu yine sen olacaksın.
Narsist bir kişi kaninatın tüm fedakarlıklaını yaptığını ama yine size yetemediğini söyleyecektir daima. Yaptığı aslında özel zevklerinin devamlılığı olan angarya olan ufak şeylerdir.Ama size yaptığı fedakarlığı sunarken sanırsınız ki sizin için Çin seddini yeniden inşaa etmiştir. Evdeki mobilya mağazasında ki gibi düzen olmasını sever, leğen sever, perde sever, bardak sever ama sizi sevmez , aslında sevdiği kurulu düzeni ve alışkanlıklarıdır.
Bu tarz ilişkilerde narsiste yoğun bir şekilde yatırım yapmış olmanızın maliyeti, akıl sağlığınız, hayattan tat alma duygunuzun kaybolması, neşe duyma yeteneğinizin gitmesi, kendinize olan saygınız , gelecek için umudunuzdur. Büyük ihtimalle de finansal olarak sizi mahvetmiş olabilir, tökezlersiniz ve düşersiniz. Kendinizi yeniden inşaa etmek için çok uğraşmanız gerekebilir.
Narsist bir insan kendi aranızdaki diyalogları etrafındakiler dinletir, mesajlarınızı okutur, evlilik veya ilişkinizde ne kadar özel durumunuz varsa yarı gerçek yalanla veya çarpıtarak anlatır. Sizde suçlandığınız için kendinizi açıklamaya , bunların yalan olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız. Ve yine aynı son ;evliliğin veya ilişkinin mahremiyetini bozmakla suçlanan siz olursunuz.
Genelde yaşanan bir durumdur, Narsist seni diğer insanlardan daha az önemsediğini her fırsatta sana gösterir.Mesela başkasının sana olan kötü muamelesinden şikayet edersin, o insanı hiç tanımasa bile yine o kişinin tarafını tutar. Diğer insanların sana verdiği zararı veya şikayetlerin adalet yönünü hiç umursamayarak sadece şunu demek ister. Sen asla haklı olamazsın. Hani Feyyaz Yiğit’in dizide ki repliğinde dediği gibi " İlkkan yani seni hiç dinlemedim ama yani bence haksızsın " modundadır. Sizi hiç dinlemez baştan haksızsınızdır.
Belki de yukarıda anlattıklarımın hepsi bir varsayımdır, karşı taraf böyle anlaşılmasını istemiştir. Bir Hindistan Atasözünde derki ; “Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altını pisletmiştir.”
Belki de geri dönülmeyecek çok büyük bir hata işlemiştir ,ortaya çıkmaması için durumu çıkmaza sokmak için uzaklaşmıştır. Bilemem ama herşeyin kayıt altına alındığı hesabın verileceği gün çıkar her şey...
Bunları ben böyle bir diyalog yaşadığım için anlatmıyorum.Bir arkadaşım anlatmıştı yaşadıklarını sadece aktarıyorum : )
Eğer böyle durumla yüz yüze kalırsanız ne yapmalısınız ? Ben psikolog değilim tek yapabileceğim dua…. ;
Bu sefer sana küsmüyorum..kızmıyorum da.Sadece birkaç şeyin farkına vardım. O ilgisiz tavırlarının ,beni kaybetmekten korkmayışlarının ,beni kıran sözlerin ve kendini vazgeçilmez sanan tavırların. Seni senin gibilerine bıraktım. Benim hükmediğim sana kimler hükmediyorsa onlara bıraktım..bu utanç sana yeter.. Deyip ;
‘’Ey Rabbim! Benim gördüklerimi sen de gördün. Duyduklarımı sen de duydun. Ben susup kenara çekiliyorum. Yol senin, hiza senin. Kul senin, cezası da senin...’’
Muhabbetiniz bol olsun…