'' Mektup yazdum kış idi da,kalemum gümüş idi
Okuyan incinmesun da,yüreğum yanmiş idi ''
Nasıl başlanır bilemiyorum....Anlamını yitirdi galiba bazı şeyler.
Sanki her gün, bir günmüş gibi. Doğduğum andan, şimdiye kadar sadece bir gün yaşıyor muşum gibi.bir an bile gözlerin gitmedi gözümden..bu sürede gözlerimi kapattım bazen, olmasaydın ne yapardım diye düşündüm. Sen olmadığında, takvim her gün seni göstermeyecek, akreple yelkovan hep seni kovalamayacak. Sadece bir gün yaşıyor muşum gibi hissetmeyeceğim sen olmayınca…en uzun gördüğüm mesafe 5 metre..gecelerde başucumda ki resmine daldım. Yüzünü izledim, duruşunu izledim. O kadar masum bakıyordun ki, o küçücük odada ,gönül odam sevgiyle doldu her an.her taraftan aşkın aktı sanki. Kanım çekildi çoğu zaman, kalbim yerini değiştirip, ağzıma taşındı adeta. Sana bakmak; oturup soluklanmak gibi dinlendirdi huzur verdi..sana baktıkça ne kadar aç çocuk varsa doyurmuşum gibi mutluluk verdi.
Hep şunu düşündüm…bana bir an bile pişmanım kelimesini yaşatmadın.. Hayatıma anlam kattın, bendeki bütün güzel duyguların kilitli kapısına yaklaştığın ve bütün kilitleri kırdığın için ne kadar teşekkür etsem azdır...İlk defa seninle tattım bu duyguyu.. Aşk, ancak bu kadar güzel olabilirdi.
Seni ve sana ait şeyleri anlatmak kolay olmuyor, hep eksik kalıyor cümlelerim. Hani bazen duygularını ifade edemezsin ya,tarifi mümkün olmayan bir cümlesin. Sanki bütün diller eksik, sanki bütün harfler yetim. Bahsin geçmeli her cümlede. Her yerde sen olmalısın mesela. Yattığım yatakta, gördüğüm rüyada, kalktığım sabahta, yediğim kahvaltıda, içtiğim çayda, yürüdüğüm yollarda, baktığım resimde, soluduğum havada hep sen olmalısın ya da senden bir parça. Elin değmeli şu berbat dünyaya. Güzelleştirmelisin bütün kötü şeyleri. Aşık olduğum o ellerinin şifasını dağıtmalısın, iyileştirmelisin bütün kırık dökük olan bu düzeni…saçlarından önce ellerine aşık olmuştum.
Senin olduğun yerde kötülük barınmamalı. İşte senin yüreğin böyle bir yer. Yüreğinde yaşamalı bütün nefesler. Seninle öğrenmeliler. İyiliğine, güzelliğine imrenir görenler. Daha nasıl anlatılır bilmiyorum.Elimde kâğıt kalem .Hiçbir anını unutmamak adına hep yazdı ellerim,o zamana kadar seni hiç yazmamıştım. Hiç durmadan sadece seni anlattı ellerim, kâğıtla kalem de hiç bıkmadan dinledi, ev sahipliği yaptı sana . Seni ağırlamaktan fazlaca memnundular. Malüm kıskançlığım…bazen onlardan bile kıskandım seni. Sana sadece benim kalbim ev sahipliği yapmalı diye düşündüm, paylaşamadım seni. Belki de alışagelmiş bencilliğimdi.. farkındayım.
Seni daha fazla sevecekken, zamansız bir vedadan, zamansız bir gidişten hep korktum. Ölünce seni sevememekten korktum. Beni unutmandan, bana olan sevginin azalmasından ve bir zaman sonra tamamen kaybolmasından hep korktum…ebedi olmalıydı bizim sevgimiz. Ölümsüz ……
Rabbim bize daha fazla nefes vermeliydi. Böylesine güzel duygular, nefes bitince sona ermemeliydi . Aşk; her şeyden önce seni sevmeli. Sana layık olmaya, sana ruhundan katmaya yemin etmeli. Senden daha güzel kimse taşıyamazdı aşkın kutsallığını.
Bu mektubu yazarken bir elimle de kalbime dokunuyorum. Anca o zaman güzel hislerimi ortaya çıkarabilirim. Sensizlik nasıl bir duygu asla kimse bilemez. Bunu burada anlatmaya kalksam kimbilir… Ama tek istediğim seni sevdiğimi delirircesine yazmak. Tüm kağıtlara, kalemlere geçtiğin tüm sokaklara, baktığın her yere. Tek istediğim şey seni nasıl sevdiğimi yazmak. Tek istediğim şey sensiz olmayan tüm günlerimi sadece seninle doldurmak. Nasıl bir ateş içerisindeyim asla bilemezsin. seninle hangi mekana gittiysem tek tek dolaştım...sırf seni hissedebilme adına..
Seni ne çok sevdiğimi ve benim hayatımda yer edinerek bana nasıl büyük bir şey bahşettiğini bir bilsen..
Hayatımın tek gerçeği oldun.Sana her baktığımda daha da saplandım senin çukuruna. .. dünyanın en güzel çukuru . Asla çıkmak istemeyeceğim ve ömrüm boyunca da orada kalacağım bir çukur.
Seni hiç kırmamalıydım,sadece gülümseyip sevmeliydim..yormamalıydım…sahiplenme adına güya koruma adına hatalardan döndürme adına ..olmadı olamadı…yine şu bu diye yormayacağım seni..yaşanan süreci en iyi sen ben ve bizi Yaradan biliyor…
Söyle..bu yaşına kadar senin her zerreni benim kadar ezberleyen oldu mu ? benim kadar senin her yönünü tanıyan oldu mu ? benim kadar her şeyinden vazgeçme noktasına gelen oldu mu ? Her kelimeni kudsi bir yerden geliyormuş gibi ezberleyen oldu mu ?
Bana tek kelime etmeden gidişin…
Kırmadan dökmeden…yaşadığımız tüm anıları tekrar tekrar yaşadım beynimde…bir noktasında bile senden yana sevgisizlik görmedim…bunun sonu böyle olmamalı..her ne olursa olsun kesinlikle her zerresinde AŞK’ın var..sevgin var…fedakarlığın var…nezaketin var…sürekli bir memnun etme isteğin var.
Çok denedim..olmadı olamadı..ya gel öldür beni yada dön…canım dediğim bende değilse bu canın bende durmasına ne gerek var.